Basligim calinti. Hayir kesinlikle degil. Bazi sozler vardir bilirsiniz, muhtemelen size de olmustur; bunu ben yazmaliydim dediginiz. Tam anlamiyla sizi anlatir ya da icinde bulundugunuz durumu. Yani o yasanmisligin uzerine o sozleri siz yazsaydiniz, ancak bu kadar guzel anlatabilirdiniz icinizdekileri. Iste Sagopa'nin bu sozunun gectigi sarkisi da benim icin ayni anlama gelmekte. Yaklasik 2 aydir her yalniz kaldigimda dinledigim 2 tane sarkidan biri bu. Sagolsun arkadaslarim cok yalniz birakmiyorlar, hepsinin ayri ayri emegi buyuktur, hepsini ayri ayri seviyorum. Ancak, tabi ki yalnizlik dedigimiz olgu, insan baskalarinin yanindayken de sirayet edebiliyor bunyeye. Boyle durumlarda da aklimdan gecenler icerisinde; uzerime yikilan yuksek apartmanlar, bana soylenmis gibi calan sarkilar, bitmeyen derin hasret ve gecmeyen zaman...
"Bu ikilemlerin arkasinda cok sey var, hicbir sey bir neden degil ki; ama hak ettigimi dusundugumde hic de adil degil! Sen nesin ve kimsin?" Kendime de soruyorum bu sorulari, adil degildi olanlar, bana hak gorulenler. Ancak adalet nedir ki baktigimizda, hakli ya da haksiz nedir? O yuzden; "sal yarali baliklari gitsin, misina artik cok gergin. Ister istemez her seyim sende rehin. Ne yanlis bir karar masasi, sen ne kotu bir hakimsin, bu ne zor bir dosya, sen ne kolay bir kararsin". Gercekten cok kolay olmadi mi sence de? 12 yilin hatrina biraz daha zorlayici olmaliydi sanki ya da sanki bir seyler yarim kalmis gibi bir his. Gercekten, yarim kalmadi mi? Ben artik soru sormuyorum, bir seyleri gormeye de calismiyorum, cunku; " senden gorunmuyor onum, meger ne kolaymis fikr-i ölüm. Hep anlatirdi sevdiklerim; "Boyleyken boyle olur". Soz soylenir goz dolar, Haziranlar Subat olur. Ihtimallerimi dusunurum ve ihmallerimi yoklarim, icimden ayrilik sarkilari bestelerim ve soylerim. Ben delidolu biriyim, ama su an sadece doluyum, kirilmis bir sag kolum, gonlu bir hayli kirik, yapayalniz, bombos bir yolum. Beni arayan orada bulur, sozun bittigi yerde bekliyorum. Canim malum, yarim eksik, bu kadar mi kolay ceker insan sevdiginin sakaklarina tetik? Sanki sen bir avci, bense infilak eden keklik, vakit durdu, bu aci beni bogdu, bittim simdilik."
Yazarkan tekar yasiyorum ayni hisleri ve tabi dinlerken de. Ancak, sanirim ben de hazirim! Insanin hazir olma durumu, dusunuldugunde aslinda cok uzak gelir kendisine. Insan hicbir zaman, hicbir sey icin kendisini hazir hissedemez. Ta ki hazir olmadigini hissettigi durum basina gelinceye kadar. Ve iste o zaman anlar.
"Ama galiba, butun bu olanlara dayanamam, ama hazirim. Sen giderken adimlarini sayarim. Heyhat! Ne yazik seni yanlis tanidim sanirim."
O icinde bulunulan hazir olma durumu, aslinda disariya gosterilen ya da disariya kabul ettirilmeye calisilan bir duvar misali dikilir insanin ruhunun onunde. Icindeyse her zaman yikilan bir seyler vardir, kimi zaman guvendir bu, kimi zaman ise baska birini sevebilme ihtimali. Hepsi yikik apartmanlar gibi dizilir, serilir insanin dusuncelerine. Bu ruh halini goremeyenlerinse en cok sasirdigi seydir, senin iyi gorunuyor olman ya da iyi oldugunu deklare etmen. Saskinlikla, inanmamislik arasinda gider gelir karsindaki kisinin duygulari. Buna ragmen surekli bir soru sorulma durumu vardir artik ve en cok da bu yorar insani. "Uzerime yikilan yuksek apartmanlar, bana soylenmis gibi calan sarkilar, bitmeyen derin hasret ve gecmeyen zaman. En dibini ancak senin bildigin o dipsiz kuyu, defol git simdi rahat uyu! Ya biriktirdigim onca yarinlik, ben yarimken yarinla bu gun arasinda nedir farklilik? Senden varan guller artik rayihasiz, ben uslu cocuk sen arsiz. Sensiz yerim yurdum yokmus gibi, ben diyarsiz. Herkes bana bakiyormus gibi, ama her sey normal. Sorulan sorular en cok aci veren, her yerden sual."
Gecenlerde de bir yazi yazmistim, sensiz ne anlami var seyahat etmenin gibi bir cumle de geciyordu icinde. Aslinda anlatmak istedigimi, iste boyle isin ustasi olunca tek bir cumleyle anlatiyor, ben ise cirpiniyorum yuregimdekileri dokebilmek icin.
"Ben bir ac, sense tok misal. Sen olmadan ne ise yarar en guzel kumsal, ne olur gitme kal."
Tabi guclu olma durumu ya da guclu gorunme durumu erkege ozgu bir olgu gibi yansitiliyor her seferinde. Biz de erkekler olarak buna uyuyoruz, ya da uymaya mi zorluyoruz kendimizi? Aslinda Orhan Veli de cok guzel ozetlemis durumu, kisacasi sanirim ben haric herkes, benim anlatmak istediklerimi en guzel sekilde zaten anlatmis daha once. "Bakakalirim giden geminin ardindan; atamam kendimi denize, dunya guzel; serde erkeklik var, aglayamam." Daha guzel ve daha naif bir tanimi olabilir mi? Bakalim...
"Bir tek ozlemleri deviremedim su ince bileklerimle, geriye kalan her seyi yiktim, fena yaptim ve en guzeli unuttum. Defalarca tekrarladim kendimi, her yeni gun icin, ama her yeni gun eskidi, yarin baktim ki hep oradayim, ayni noktalardayim, ortada kalmis ortalik kisiyim. Sen simdi yoluna bak, ben adimlarini sayarim, butun bu olanlara dayanamam, ama madem oyle hazirim!"
Sanirim yasanmisliklar her ne kadar farkli olsa da benzer anlamlar ifade ediyor her yasayan icin. Yoksa bu sozleri ben yazsaydim, hanginiz itiraz edebilirdiniz ki, sen bunlari hissetmedin diye...?
Sevgiler, tabi artik kaldiysa,
Can