Aradigin aski soyle seklinde devam eden bir Ayten Alpman sarkisiyla yaptik bugun girisi. Aslinda sonrasinda dusundugumde cok da kafama takmadigim bir olgu, aradigi aski bulup bulmamasi ya da sarkida gecen diger cumleler, cunku artik emin oldugum bir sey var, ne yazik ki bulamayacak ya da yasanamayacak yeniden hicbir guzel sey.
22 Şubat 2024 Perşembe
Daha ne kadar kotu olabilirim
Bu kiza cok buyuk kotuluk yapiyorum.
Gelecek planlamadigim, sevmedigim, arzulamadigim biriyle beraberim. Kendisi benimle birlikte oldugu icin cok mutlu. Beni cok seviyor. Bana cok deger veriyor. Ben de cok deger veriyorum. Degerli hissettiriyorum. Sanirim insanlarin evliliklerinden nefret etmesinin sebebi bu.
Iste ben daha once bu duyguyu yani mutlu evlilik, ya da icinde sonsuza kadar olmak isteyecegim bir evlilik yasadigim icin, bu durumu cok net anliyorum. Bir daha olmayacak. Dogrusu nedir ? Cok uzulecegini bile bile bu iliskiyi bitirimek mi? Daha once denedim, yine kendi bencilligimden tekrar bir araya geldik. Bilmiyorum... Dogrusu nedir inan hic bilmiyorum...
En azindan su anda degil, biraz daha zamani var... Oturup acik acik konusarak yapmaliyim bunu, kacar gibi degil. Oncelikle biraz ortamin sakinlemesi gerekli. Bir cok dertle ugrasiyor bu aralar, bir cok sorunla bas etmeye calisiyor. Bir de bu bombayi birakamam kucagina...
Bakalim....
Sevgiler,
Can
Duslerimden uyandim, kan ter icinde
Bazen hic istemesem de giriyorsun ruyalarima ve anlam veremedigim bir sekilde kabusa donusuyor her seferinde.
Tedirginlik, caresizlik ve gucsuzluk icerisinde uyaniyorum sabaha. Pek uyanmak da denilemez aslinda. sicrayarak farkina varmak gercekligin biraz daha benimkisi.
Bilinc altimdaki kendimi sana begendirme, kabul ettirme cabasindan kurtulmam gerekli sanirim. Halbuki ispatlayacagim hicbir sey yok dusundugumuzde. Neden her seferinde sanki ben, ben olmasaydim bu olanlar basimiza gelmezmis gibi hissediyorum ve beni degistirmeye calisiyorum bilmiyorum. Bilmedigim o kadar cok sey var ki.
En cok da bilmek istedigim, sen de benim seni dusundugum kadar beni dusunuyor musun? Ya da benim seni ozledigim kadar sen de beni ozluyor musun? Kendimi o kadar sacma ve salakca seylerle avutuyorum ki, muhtemelen bunlarin hicbirisi dogru ya da gercek degil. Muhtemelen bu dusuncelerin hicbirisine sahip degilsin, ve hatta hicbiri umrunda bile degil. Olsun, benim kucuk dunyamda, senin pisman oldugunu, yaptiklarindan dolayi uzuldugunu ve bunun vicdan azabini cektigini dusunmek bir nebze olsun bana iyi geliyor. Ama seni unutmamin onundeki en buyuk engel de yine bu dusuncelerim. Senden bahsetmeye korkuyordum eskiden, ismini anmaktan, ne hissettigimi insanlara soylemekten. Sacma bir korku, sanki bir sekilde sen duyarsin da uzulursun diye, ya da gercegi kendime bile itiraf etmek istemiyordum aslinda. Sen de degildin buradaki gerekce, tamamen kendimle ve olanlarla yuzlesmekten kacma cabasi. Sunu farkettim, ne kadar hizli kosarsan kos, ne kadar saklanmaya calisirsan calis, insan yine de kendisinden kacamiyor. Radikal kararlar almak istiyorum ama onlari da yapamiyorum. Bombok bir durum yani senin anlayacagin.
Bazen seninle gecirdigimiz gunleri, zamanlari, anlari dusunuyorum. Genellikle ilk basta hep guzel zamanlarimizi hatirliyorum. Bazen fotograflarimiza bakiyorum, ve mutluymusuz yaa diyorum gulumseyerek. Belki de degildik bilmiyorum, ya da sen degildin onu da bilmiyorum. Belki de yasadigimiz her sey yalandi. Insan bu kadar severken, bu kadar kolay gidememeli bence. Biz gittik... Sadece sen degil ben de gittim. Iste bu dusunce aklima dustugunde guzel hatiralar yerini yasadigimiz kotu anlara birakiyor. Ve kendimi bir anda rasyonel bir cikarim yapmaya calisirken buluyorum. Evet sunu yaptim, bu cok sacmaydi, keske yapmasaydim. Diyorum ve o anlari senin de dusundugun aklima geliyor. Ve hatta sadece bu tarz anlari dusundugunu dusunuyorum. Sacmalik... Sonucta 11 sene 4 ay 24 gun... Her gunu de kotu olamaz degil mi ? Bence guzel anlarimiz, kotu anlarimizdan daha fazla. Oyle olmali. Bir yalan yasadigimizi kabul edemiyorum. Cunku yasamadik. Her sey cok gercekti, cok guzeldi, cok bizdi. Bizdik yaa. Can'la Burcu'yduk... Biz... Uzun zaman olmustu gozlerimden bu yaslar akmayali. Su anda olmasi biraz manidar oldu sanki :) Arkada Sezen caliyor, sen aglama...
Biz; ne kadar guzel bir cumle aslinda. Bir daha benim bu cumleyi kimse icin kuramayacak olmam gercegi cok mu aci yoksa cok mu yuce ? Cok fazla cevaba ihtiyacim var, ancak her yeni cevap yeni sorular da doguruyor. Hayatimda yasadiklarimdan dolayi keske dedigim an olmadi. Belki de olmustur ama cok nadirdir, opyle buyuk pismanliklar, keskeler hicbir zaman kacis yolum olmadi. Bir eylemi gerceklestirdiysem eger, sonuclarina katlanmak zorunda oldugum bilincinde hareket ettim. Eylemlerimin butun sorumlulugunu hep ustlendim. Ve yaptiklarimdan daima ders cikarmaya calistim. Ancak keske dedigim tek bir sey var. Hayir hayir seninle ilgili degil bu keskem. O eylemleri de yaptigim icin pisman degilim. Tek keskem su; 'keske her seyi bilseydim'.
Mumkun mu ? Sanmiyorum...
Sevgiler, tabii oyle bir sey kaldiysa
Can
Uyumadan uyandim, yine ayni dunyaya
Uzun zamandir konusamiyoruz. Nasilsin, keyfin yerindedir umarim ?
O kadar cok degisiklik oldu ki rutin giden hayatimda ve aslinda o kadar da siradan gidiyor ki, bir karmasa icerisinde kanadi kirik bir kus gibi cirpiniyorum. Ve fakat batakliga dusmus bir kurbaga gibi cirpindikca daha dibe batiyorum. Nefes almak, hayatin nabzini tutmakla ilgili degil midir biraz da ?
Ayriliklar, yeni baslangiclar, arkadasliklar, yeni kararlar, yeni aksiyonlar, gelisimler, ogrenilenler, pismanliklar, kayal kirikliklari, ozlemler, hatiralar, yasanilanlar, uzenler ve uzulenler, incitmek istemeyenler ve incinenler...
Uzun zamandir icimde bir sikinti vardi, hayatimda beni rahatsiz eden durumlar, icinden cikamadigim bunalimlar, alisik olmadigim buhranlar ve olum istegi. Ciddi bir iliski icerisindeydim, halbuki hic hazir olmadigim, bunu istemedigim bir donemde. Yaklasik olarak bir yila yakin suren bir iliskiydi. Bana gercekten deger veren, beni cok seven, her turlu bana destek olmaya calisan, surekli yanimda olan ve bunu sozle degil eylemle de ortaya doken bir kisi. Daha onceki yazilarimda da bahsettigim. Bana huzur veren ve dinginlestiren. Ve fakat daha sonra dusundugumde, aslinda butun bunlarin bende pek de bir ehemmiyeti yokmus. Ayrica ustune ustluk, butun bu durumlar karsisinda bende ekstra bir baski ve minnet duygusu uyandiran bir hale burunmus.
Bu donemde daha cok sikayet eden, isteklerini dile getiremeyen, sirf karsimdaki uzulmesin diye bazi seyleri sineye ceken, yalniz yasayan bir adamken bir anda evli bir adam gibi yasayan bir insana donusen bir duruma dustum. Her sey o kadar ani ve hizli gelisti ki, karsi refleks bile gosteremedim. Bir anda birlikte yasamaya baslamisiz gibi, butun duzenimin altust olmasi gibi, evimin anahtarinin alinmasi gibi benim aslinda onay vermedigim ya da onayimin sorulmadigi bazi gelismeler. Buradaki en buyuk hatam benim bu kadar sevilmemden dolayi bunlara net bir tepki koymamam sanirim. Cunku aleni sekilde rahatsiz oldugum durumlar vardi ve fakat ben bunlari acik bir sekilde dile getirmiyordum. Cunku baktigimizda hayatima bazi kolayliklar sagliyordu. Lili'nin yurutulmesi, yemek hazirlanmasi, temizlik yapilmasi, bazi alisverisler, esyalar, hediyeler vs. Bunlarin altinda ezilmemek icin ben de zaten olmayan maddi durumumu daha da zorlayarak, altta kalmamak icin bir seyler yapmaya calisiyordum. Kisacasi aslinda minnet duymamak icin yapilan hamleler ve bunlarin beni daha da etkilemesi.