Selamlar,
Burayı bir nevi günlük olarak kullanma niyetim vardı aslında. Ancak bunları herkesin okuyabilecek olma ihtimali bu düşüncemi biraz endişeye, biraz da korkuya çevirdi. Kendimden neden bu kadar kaçıyorum hiçbir fikrim yok. İnsanların gerçek beni görmesi düşüncesi beni ölümüne kaygılandırıyor.
Kendinden memnun olmayan insanlar çoktur bu hayatta. Geçenlerde bir reklam izlemiştim, sanırım anneler günü zamanıydı. Çocuklara ve gençlere kendinizle ilgili değiştirmek istedikleriniz nelerdir, nasıl bir hayata sahip olmak istediniz ya da hangi hayatlar sizin ilginizi çekiyor şeklinde sorular soruyorlar. Bütün cevaplarda farklı farklı şekilde insanların kendilerinden ve yaşamlarından memnun olmadıkları açığa çıkıyor. Kısacası herkes hayatındaki en azından bir şeyi değiştirmek istiyor. Aynı kişilere, istediği hayata sahip olduğunda annelerinin de değişmesi olasılığından bahsediyorlar ve annelerinin değişmesini isteyip istemediğini soruyorlar. İstisnasız bu projeye katılan herkes annesinin aynı kalmasını istiyor. O hayattaki annesinin de şu anda annesi olan kişi olmasını istiyor.
Ben buna katılmıyorum. Bence bu bir çeşit öğrenilmiş çaresizlik. Çünkü düşündüğümüzde eğer herkes annesinden memnunsa, kaldı ki annesinden nefret eden insanlar da tanıyorum, başka bir anneden doğmuş olsaydık da aynı şekilde annemizden memnun olurduk. Annelik kavramı, çocuk özelinde, yani karakter olarak sen özelinde değil, o kişiden doğan bir parça olduğun için değerli bir kavram. Şöyle düşünelim, her çocuk kendine has bir karaktere sahiptir. Bu karakterin oluşumu aileye bağlı olduğu kadar, çocuğun çevresine, aldığı eğitime, eğitimcilerine, arkadaş ortamına ve hatta okuduklarına, izlediklerine, dinlediklerine bağlıdır. Yani anne, çocuğunun o karakterde olacağını bilemez.Bir şekilde etkisi olur ancak doğrudan o karakteri şekillendiremez. Kısacası sen, sen olduğun için değil, o kadından bir parça olduğun için onun gözünde değerlisin. Başka biri olsaydı (kardeşinden pay biç) o da aynı değerde olacaktı. O yüzden insanların annelerini değiştirmek istememeleri dürtüsü bence öğrenilmiş çaresizlikten gelmedir.
Tabi yine kişisel fikrim olarak, babalar için bu durum geçerli değil gibi gözüküyor. Zaten babalar çok da duygusal bağ kurmayan insanlar oluyorlar genelde. Tabi ki anneden daha yoğun bir şekilde evlatlarıyla bağ kuran babalar da var, ancak doğaya baktığımızda da, erkeklerin sadece üreyip, soyunu devam ettirme dürtüsüne şahit oluyoruz. Yavruların bakımı, yemeği, öğrenmesi gibi ihtiyaçlarıyla genellikle anne ilgileniyor. Fakat belirli bir süre sonra, biz buna yetişkinlik dönemi diyoruz, anne ve yavrusu arasında da bir bağ kalmıyor genellikle. Hatta Jack London'un "Beyaz Diş" kitabında okuduğum kadarıyla kurtlarda, anne kurt, belirli bir yaşa geldikten sonra, kokusunun değişmesi, karakterinin değişmesi vb. gibi sebeplerle farklı bir kurt olmuş yavrusuyla, kavga etme, çiftleşme ve hatta yavrusunu öldürme eğilimi gösterebiliyor.
Konuyu çok da dağıtmadan, insanların kendinden memnun olmama durumu, benim de içine sürüklendiğim bir karmaşa. Bazı zamanlarda düşünce aşımlarına girmeme sebep olan, duygu durumlarımı anlık olarak değiştirebilen ve ayrıca ya en dibe ya da en tepeye kendimi konumlandırmama sebep olan bir memnuniyetsizlik hali. En son Haziran ayında yazdığım yazıyı okudum ve o yazıyı yazdığım için memnun oldum. Hoşuma gitti kendimle ilgili, kendimin aldığı notlar. Her ne kadar yakın geçmiş olsa da anılarımın canlanması ve onları anımsamam hoşuma gitti. Bundan dolayı da burayı bir şekilde gördüğüm rüyaları, aklıma gelen ve anlatmak istediğim olayları, öğrendiğim ve tekrar okumak isteyeceğim bilgileri ve hatta yaşadığım ve hatırlamak isteyeceğim anları not alacağım bir günlük olarak kullanma fikrine daha sıcak bakmaya başladım. Hem belki bu şekilde, yazının başlarında bahsettiğim korkularımdan bir nebze de olsa sıyrılma ve benliğimi bulma imkanım olur. Belki de söylemekten korktuğum ya da her defasında ertelediğim şeyleri, burası vesilesiyle kendime itiraf etme fırsatım olur. Kendimden memnun değilim ve bunu değiştirmek benim elimde. Kendinden memnun değilsin ve bunu değiştirmek senin elinde.
Bunun üzerine düşünmeliyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder