11 Aralık 2021 Cumartesi

Bes dakkada Besiktas

 Merhabalar,


Sergen'in istifa haberini okudum dun. Sanirim yerine de Farke diye bir arkadas gelecekmis. Yalan yok cok takip ettigim bir zat-i muhterem degil kendileri fakat anladigim kadariyla guzel top oynatiyor. 


Yogun bir haftayi daha bitirdik bugun. Isleyisle ilgili sikintilarim olsa da sanirim bazi amelece isleri anlayabiliyorum ve dahi bu beni sadece amelece isleri kavrayabilme kapasitesinde biri yapiyor. Yonetimsel ya da gunumuz deyisiyle 'management' duzeyde cok da bir numaram yok gibi hissediyorum. Hem bu management dedigimiz sey kendi icerisinde de bir cok dala ayriliyor gibi. Linkedinde afilli unvanlar yazan insanlar gibi olabilecek miyim acaba ben de bir gun ? Bir gun ben de profilimin altina Burhan Kuzu univercity of Turkey BSc Engineering Senior Project Manager of the appointment of rector yazabilecek miyim ? Hep hayaller, hep hayaller.... 


Ferhan Sensoy'un edebiyat ogretmeni olan cok saygi deger Tahir Alangu, Ferhan Sensoy'un ilk dersine girdiginde kendisinin de icinde bulundugu 4-5 arkadasiyla beraber, onlari isaret ederek sizler yazar olacaksiniz, gunluk tutacaksiniz demis. Ve Ferhan Sensoy'un yazarlik seruveni de boylelikle baslamis. Kendisinin sosyal mecralarda rahatlikla bulabileceginiz herhangi bir soylesisinde bu bilgiye ulasabilirsiniz. Ve dahi Ferhan Sensoy bile olsaniz, o zamanlarda ulan ben her gun ne yazacagim, her gun yazacak seyi nereden bulacagim gibi bir kesmekesin icine dusebiliyorsunuz. Ancak Ferhan Sensoy'saniz bunu sesli olarak hocaniza karsi da dile getirebiliyorsunuz. Mesela ben getiremezdim. Hatta hocamin soylediklerini kulak arkasi ederdim. Bir iki yazdikdan sonra da amaan ben mi kurtaracam memleketi der ve birakirdim yazmayi. Iste o yuzden benden bir Ferhan Sensoy olmuyor. Neyse efendim, iste her gun ne yazabiliriz ki diye bir itiraz yukseliyor sinifta Tahir Alangu beyefendiye. Ve hoca diyor ki; iki cumle de olsa bir seyler yazacaksiniz, pencereden bakarken denizde bir gemi mi gordunuz ? O zaman gunlugunuze bugun pencereden bakarken bilmem ne renkli, bilmem ne isimli falanca gemi gecti yazacaksiniz. Deniz berrak, sular sakin, baliklar ise muhtemelen yemek pesindeydi, gibisine bir seyler. Tabi iste insan hatirladigi kadariyla bir olayi anlatinca boyle olabiliyor, mazur gorun. Ben bu hikayeyi ilk duydugumda, Tahir Alangu'nun vermek istedigi dersi pek anlayamamistim. Yani rastgele bir kac kisiyi secerek siz yazar olacaksiniz diyor ve yukarida belki de yarim yamalak bahsettigim anektod geciyor aralarinda. Ve bu bir kac kisi de gercekten yazar oluyor. Sizce safi yetenek mi bu insanlarin sahip oldugu, yani sans eseri yetenekli olduklari icin mi yazar olabildiler ? Hayir tabi ki bu kisilere yazma aliskanligi kazandirabilmek icin boyle bir talepte bulunmus. Buradan sonucla da davranislarin aliskanliga donusurse ve yeterince uzerinde calisirsan, o uzerinde calistigin konuda basarili olmamak icin hicbir sebebin olmaz. Varmak istedigim noktaya bazen boyle alengirli seyler anlatarak ulasmaya calisiyorum ve fakat uzaklasabiliyorum farkina varamadan. Benim de yazma seruvenim icin ilham kaynagi oldu rahmetli Ferhan Sensoy'un bu anisi. Kisacasi bugun ne yazabilirim ki diye dusunmeden oturdum bu blogun basina. O an aklima ne gelirse onu yaziyorum bir nebze. Bugun bu anlattiklarim geldi ve mutluyum, belki yarin hicbir sey gelmeyecek. Ben de ufakligimi yuruyuse cikardigimi ve biz yururken, buralara has bir monotonlukla hicbir sey olmadigini yazacagim, kim bilir... 


Gorusmek dilegiyle,

Can

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder