23 Temmuz 2024 Salı

Selam

Gecmiste yazdiklarimi okumak bende tekrardan yazma durtusu olusturuyor. :) Guzel bir sey bu. Vay be neler dusunmusum, ya da neler yasamisim diyorum. Mesela en son dogumgunumde yazdigim yaziyi okudum. Uzerinden tam tamina 20 gun gecmis. Uzun zaman. Zaman hizli, zaman acimasiz, zaman geri getirilemeyen anilar butunu. 


"O gune geri donmek icin bir aylik maasini alacagiz deseler donerim" dedim, "cunku bazi anlar paradan daha degerlidir." Gulustuk... 


Ev arama surecleri devam ediyor. sanki biraz akisina birakma olayindan ciktim gibi hissediyorum ve bu durum hosuma gitmiyor. Biraz endiselenmeye basladim bazi seyler konusunda. Acaba gecici bir iluzyon muydu oncesindeki bu tavrim ? 


Aslinda cok degistigini soyleyemem ama biraz endiseleniyorum bazi seyler konusunda. Canim simdi onlardan bahsetmek istemiyor ama bu yaziyi tekrar okudugumda muhakkak hatirlarim :) 


Peki her an 'O'nun aklimda olmasina ne diyorsun ? Konustugumda mutlu olmama ? Ya da planlar yapmama ? Ilk defa birisine onu ozledigimi soylememe ? Ve bunu samimiyetimle soylememe ? Birlikte cok gulmemize ? Harika vakit gecirmemize ? Ve butun bunlar aslinda nerdeyse en son 2 hafta once olmasina ragmen hala hatirladigimda yuzumde tebessum birakmasina ve o anlari tekrar yasama arzusu ve sevinciyle dolmama ne diyorsun ? 


Olum kafayi yemek uzereyim, guyya uzak kalmak, yalniz kalmak, bir seyleri dusunmeye firsat bulacak olmak dusuncesi gitti, yerini onu ozlemek, onunla gecirdigim anlari ozlemek, sesini ozlemek, gulusunu ozlemek ya da ne bileyim sevismeyi ozlemek aldi...


Ayrica bu duyguyu da ozlemisim. :)) 


Neyse konusuruz yine, hadi bakalim. Abartmiyorum dimi ? Belki de... Kim bilir ?


Sevgiler,

4 Temmuz 2024 Perşembe

"O"

Degisik hissediyorum. Tuhaf... Uzun zamandir hissetmedigim gibi. Aslinda dun bahsedecektim de dogumgunu melankolisi iste :)) 


Gecenlerde mektup isimli Teoman sarkisini paylasmistim. Gercekten anlatmak istediklerimi cok guzel ifade ediyor Teo. Kendisini ayri seviyorum, ama tanisam muhtemelen hic sevmem :) Ben melankolik adamlari pek sevmiyorum, yoruyorlar beni. Ama sanatci Teo'ya hayranim. 


Neyse dedigim gibi degisik hissediyorum, Temmuz gunu buz gibi ve yagmurlu bir gunde (ki cok nadirdir) havanin kendisinden daha sicak, tertemiz bir golde, cirilciplak yuzmenin hissettirdigi kadar iyi hissediyorum. :)) 


Her an aklimda, bu cok kotu bir sey. Gucsuz kiliyor beni sanki. Gucsuz olmak istemiyorum, ya da istiyor muyum ? Sadece "O"


"
O her şeyi kendi yanından görüp
Almak istediğini alır
Başka şey düşünmez
Beni unuturdu

Onun her anı heyecan dolu
Beni üzdüğü zamanlarda bile
Yokluğunu hissetmek
Beni korkuturdu

Ben her şeyi onun için, onun yanında yaparken
O, hepsine uzaktan bakardı bir yabancı gibi
Her sözümü dinliyor gibi, beni kandırırken
İçinden geçen binlerce ses bastırırdı sesimi

O her günü yeni bir umutla 
Bekler gibi görünür
Yarına inanmaz
Beni avuturdu

Onun her anı heyecan dolu
Beni üzdüğü zamanlarda bile
Yokluğunu hissetmek
Beni korkuturdu
"

3 Temmuz 2024 Çarşamba

Iyi ki mi dogdum, yoksa ?

 Selam,


Bugun benim dogum gunum. Boyle girince de insanin devamini getiresi geliyor; babamin oldugu yastayim :)


Guluyorum ama babam bir kac senedir dogum gunumu unutuyor, bu sene de dahil. Kisacasi sanirim gercekten de babamin oldugu yastayim. Saglik olsun, umudu keseli cok oluyor; o yuzden evet, babamin oldugu yastayim. 


Yalnizim, uzun zaman sonra hem de dogumgunumde. Buraya geldim bir seyler karalamak icin. Arkada Celik caliyor Yol parcasi. Beni alip 2009'a falan goturuyor bu sarki. O zamanlar Cagla vardi, Mehmet'in kuzeni. Mehmet de bir zamanlar en yakin arkadasim... Otobusle heykelden, hurriyete donuyorum. Sirt cantam, umutlarim, zorluklarim, yokuslarim... Daha onunla tanismamisim. Acaba hic tanismasa miydim ? Yok yok, daha once de yazmistim, diyor ya; Guzel Allah'im, nasil bir kader yazdin? Tadi damagimda kaldi. Guzel Allah'im, icimi isitan kadin, sanki senin aynandi. Bir omur yeter bana bu armagan, olsem de gam yemem artik... Ama oyle olmuyor iste. Yani evet cok romantik, aci dolu, hatta bir nebze arabesk; fakat insan degisiyor, isyan ediyor, cabaliyor, istiyor, umut ediyor... Insan...


Cok ilginc varliklariz. Daha 1,5 - 2 ay once sayin Tanriyla kavga ediyordum :). Kazanamayacagim bir kavgaya girismek hayatta cok yaptigim bir sey degil. Artik nasil bunaldiysam... Sonra baristik... Nasil oldu anlamadim. Ya da baristik aldanisina dustum. Gercekten bir anda hayatimi, hayatin ta kendisine biraktim. Tirmalamamaya, kovalamamaya, oluruna birakmaya karar verdim. Cunku uzun zamandir ne kadar cabalarsam cabalayayim hicbir sey cabaladigim sekilde olmuyor ya da sonlanmiyordu... Ben de sadece elimden geleni yapmaya karar verdim. Herhangi bir sey icin endiselenmemeye, duygusal olarak cokmemeye, yuzlesmek konusunda cekinmemeye karar verdim.


Komik bir gercek; arkada sansima Paramparca sarkisi calmaya basladi. :) 'Takatim yok, yine de telefona sarildim, son bir ozur icin tum sevdigim kadinlardan' diyor. Kucuk bir not, ozur dilemem gereken tek bir kadin var bu hayatta, digerleri bana ozur borclu...


Konuya geri donecek olursak, baya basa donmem gerekecek sanirim cunku konudan konuya atladim farkindayim :)) Mesele biraz akisina birakmak aslinda. Akisina biraktim... Ve bir kac degisiklik olmaya basladi. Tolstoy'un Insan Ne Ile Yasar kitabinda guzel bir kisa oyku var. Bir adamin olaylar karsisinda verdigi tepkileri anlatan... Biraz o adam gibi oldum aslinda, su anda belli olan tek sey x, gerisi tamamen varsayim der gibiyim. Bu x de; issiz olmam, oturumumun bitiyor olmasi, parasiz kalacak olmam, issizlik maasi alacak miyim alamayacak miyim belirsizligi vs. gibi bir sey iste... 


Neyse yukarida saydiklarimin hepsi gecti. :)) Sasirdin mi ? Sasirma!!  Ne anlatiyorum sana burda bir saattir? Is buldum, kontrati da imzaladim, ama ne olacak, baslayabilecek miyim, devam edebilecek miyim, tutunabilecek miyim bilmiyorum? Su anda tek bildigim evet bir ise kabul aldim ve bunun gerekliliklerini yerine getirecegim, cok calisacagim, mutlaka bir deger katacagim pozisyona ve fakat yine de olmayabilir, bakacagiz gerisi varsayim. Oturum isini de cozdum, ilk etapta bir gecici is arama vizesi verdiler 6 aylik, is buldugum icin o da sanirim 4 ya da 5 yil uzadi. Daha bugun gorustum yabancilar ofisiyle ve aldim oturumu. 2028'e kadar verdi sanirim. Aslinda sinirsiz verebilirdi, ama sorgulamiyorum cok. Zaten gec kaldim gorusmeye, biraz dogumgunum sansina beni araya aldi :))  diger konu; parasiz da kalmadim! Garip bir sekilde cebimde, calisirken oldugundan daha cok para vardi :D ilginc, hatta bu donemde anneme/teyzeme ve kardesimle/sevgilisine konser bileti hediye ettim. Issizlik maasi da baglandi bu arada. Bana Koala bakiyor :)) Onda kaliyorum, evimi kiraya verdim, o masrafim gitti, benden para almiyor, tabi ki mutfaga masraf yapiyorum, disarida harciyorum ama cidden bana o bakiyor :D 


Guluyorum ama bir yandan da biraz sucluluk hissediyorum. Yani zorla bir sey yaptirmiyorum, ama bilmiyorum, dedim ya oluruna biraktim biraz. 


Bu gidis bana iyi gelicek, biraz yalnizlik gercekten guzel olacak ve dusunmeye firsat bulacagim. Ne istiyorum, ne bekliyorum, kimi veya neyi ozluyorum. 


Dur dur hemen kafan karismasin, baslama ne gidisi, ne yalnizligi diye. :) Is teklifi aldim demistim ya, bana Berlin'de ne huzur var ne de ekmek. Is yerim baska bir sehirde, Berlin'e 6 saat uzaklikta Karlsruhe diye kucuk bir sehir. Hatta kasaba bile denilebilir. Gittim gordum. Is gorusmenin bir asamasi da ofise gidip potansiyel is arkadaslarimla tanismayi iceriyordu, gittim ve gordum :) Guzel, tatli, kucuk ve her alman sehri gibi yesil bir sehir. Bir meydani var bizim Istiklal gibi, ben gittigimde biraz bostu sokaklar, tabi belki Pazartesi aksami saat 9 civari olmasinin da belki bunda sebebi buyuktur. Almanya'nin bir cok yerinde, Berlin dahil, aksam 8'den sonra genelde hayat bitiyor. Ozellikle hafta ici ve haftanin ilk gunuyse. Tabi ki Berlin'le mukayese edilemez, hem buyukluk hem de aktiflik bakimindan, yani Berlin'de belirli yerlerde hayat 7/24 devam ediyor ama belki Karlsruhe'de de boyle yerler vardir, cok fazla kesfetme sansim olmadi. Paris trenle 3 saat, Munih 4 saat, Milan 6 saat uzaklikta. Guneyde Zurich yine 2 saat, batida Strasbourg 1 saat, doguda da Stuttgart yine 1 saat uzaklikta. Kuzeyde de 2 saat uzaklikta Frankfurt var. Kisacasi Avrupanin gobegi denilen bir yer varsa, orasi kesinlikle Karlsruhe olmali. Cunku tam olarak avrupanin gobeginde. Neyse boyle iste, biraz uzaklasacagim, yeni bir heyecan, yeni bir macera, yeni baslangiclar, yeni yuzler, yeni asklar :) 


Ask demisken, bana gercekten cok mu uzak ? Bilmiyorum...


Neyse sikildim, sonra gorusuruz. 


Sevgiler,



18 Mayıs 2024 Cumartesi

Mektup

 Sana olan hislerimi yaziya dokmek benim icin en kolay olan. Cunku yazarken hem hafizami tazeliyorum, hem ayni duygulari tekrar yasiyorum, hem de elimden gelen tek sey bu. Ama bazen kendi yazdiklarimdan ziyade baska sairlerin, yazarlarin yazdiklari; benim, beni ya da sevgimizi sana anlatacagimdan daha iyi anlatmis oluyor aklimdakileri ve kalbimdekileri. Bu da oyle bir Teoman siiri:


Telefonda konuşamam bilirsin.Mektuplarıysa ertelerim hep,Belki de yazım çirkin diye,
Çok düşündüm, çok kurdum,Karar verdim hep vazgeçtim,Ama sana yazabildim nihayet,
Aslında söz vermiştim,Duygularımı kilitlemiştim,Ta ki sen açana dek!
Korkma sevgi dilenmeyeceğim!Ama bilirsin beni işte,Bitiririm her şeyi bir dikişte.

N'apim?
Aşk bu, savaş bu,
Binlerce yıldır sürüp giden.Aşk bu, savaş bu,Kadın ve erkek arasında.

Artık saymıyorum yılları,Bana değip geçen hayatları,Zaten pek de sevmem insanları!
Ama kimi dostlar var sevdiğim,Sokak köpekleri beslediğim,Bazı güzel anılar biriktirdiğim,
Tutku garip bir şey ve çok vahşi,Ve çok hırslıydım zaten ben de,O yüzden de yağmaladım seni.


Kolay değildir bilirim,Bir aşkı bir kalbe koymak,Hele bir başkasını severken sen!
Teşekkürler,Teşekkürler,Bir zamanlar beni çok sevdiğin için.
Teşekkürler,Teşekkürler,
Beni çok sevdiğin için...

Aşk bu, savaş bu,Binlerce yıldır sürüp giden.Aşk bu, savaş bu,Kadın ve erkek arasında.

Bu mektup da olmadı,Kelimeler toparlanmadı,İşte şimdi çöpe gidiyor...Yine de mektubuma son verirken;Seni her zaman çok seven ben!

10 Mayıs 2024 Cuma

Issizissaziissassiz

Bu cumleyi kuran kisiyle cok dalga gecilmisti zamaninda. Haklilar, ilk vukuati da degil ki adamin. Etnik unsurlar, kanalizasyon borulari, puskevit... Su insanlar bizi yonetmeye talip ve hala oy alabiliyorlar, aklim almiyor. 


Neyse mesele bu degil, isimden kovuldum. :)) Alistin artik dimi. Yani ben alistim artik sen de alis, cunku eskisi gibi koymuyor bana. Sacma gerekcelerle isimden cikarildim, 5. ayimin sonunda yani 1 ay daha cikarilmasaydim muhtemelen probzeit denilen lanet sureci gecmis olacaktim. Baslik zaten bu yuzden issizissazi bilmem ne diye basliyor :)) 


Su anda sok bir haldesin biliyorum, ben de oyleydim. Ustune ustluk bu tek gerekcesi bu sok halinin issiz kalmam degil. Dur bak bastan baslayayim:

01.04.2024 sozlesmemin sonlandirildigi tarih. 01.11.2023'te baslamistim bu ise, A. Product Manager. A.'ya cok takilma, associate demek. Bir nevi yardimci PM iste. Gorev tanimlarimda olmayan isleri bile yapiyordum. Hatta APM degil de ciddi bir PM gibi calisiyordum. Keyif de aliyordum calisirken. Bizde calisani sikerler dusturu Almanlar'da da var :D Siktiler. Butce durumlari, operasyonel degisiklikler, performans yetersizligi falan gibi sacma bahanelerle, ki konustugumuzda hepsini belirttim ve CEVAB VEREMEDILER, is akdime son verildi. Kisacasi 01.04.2024'te yani basladigimdan 5 ay sonra yine issiz kaldim. Bu sanirim Almanya'ya geldigimden beri 6. issiz kalisim. Kovularak he, benim ayrildigimi saymiyorum. O da pek matah bir sey degil gerci, 2 kere Concentrix denen firmadan ayrildim. Biri Zalando icindi, o sureci biliyorsun. Biri de aha bu son is icin iste. Velhasil, gittim issizlik kurumuna basvurumu yaptim. yaklasik 22 gundur issizim. Bakalim issizlik maasi baglayacaklar sanirim ama ne kadar olur bilmiyorum. 


Dur daha bitmedi. Oturum surem 27.04.2024'te doluyor. :D Ee dedigini duyar gibiyim. Eeesi su, elimde bir kontrat olmadan, oturumumu uzatamam, cunku eski oturumum aile birlesimi yani esime bagli bir oturumdu. Ve fakat biz bosanali 2 yil oluyor. Bu da su demek, sen 2 yildir Almanya'da illegal bir sekilde kaliyorsun. Cunku senin oturumun esine bagli ve bunu bildirmemissin. O zamanlar sozlesmem oldugu icin ve calistigim icin bu sorun cikarmaz diye dusunuyordum ki gercekten de sozlesmeyle gitsem yabancilar ofisine hicbir sorun cikarmadan hatta bosandigimi bile umursamadan o vizeyi alirdim. Fakat simdi hem yasal olmayan bir oturumla 2 senedir Almanya'dayim, hem bunu haber vermedigim icin devleti kandirmaya tesebbus ediyorum, hem issizim, hem de oturumum bitmek uzere :D 


Isin asli, bu haberi ilk aldigimda o kadar sinirliydim ki; Berlin'den, Almanya'dan, burada bulunmaktan, bu kadar mucadele etmekten o kadar igrenmistim ki; ben her seyi birakip donecegim moduna girdim. Yani ramak kalmisti butun her seyi kapatip, elimdeki varliklari nakde cevirip o nakitle Turkiye'ye donmeme. Sonra fikrim degisti :)) Neyse dur sonrasini sonra anlatacagim. Su anda baska islerim var ama dursun boyle. 

Gormesem daha iyiydi, seni orada o gece!

Neredeyse tam 2 yil, hatta tam olarak 23 ay 25 gun olmustu seni gormeyeli. Simdi bana kaybolan yillarimi verseler...


Issiz adam Alper gibi hissettim kendimi :)) Simdi guluyorum ama ilk seni gordugumde cok zordu. Yanimda bir cocuk vardi sen geldiginde, gulerek erkek arkadasin sandim dedin. Benim gay olabilecegimi dusunmek, hayat insana neler dusunduruyor. Bir gay arkadasim da bana dik dik alici gozle bakip; 'Can sundan eminim ki yuzde yuz straightsin ama yuzde 1 ihtimal gorseydim inan seni sikerdim' dedi. Gay dunyasinda bu cok buyuk bir iltifatmis. Senin benzetmen iltifat mi, tespit mi, beklenti mi cozemedim. Sanirim biraz beklenti vardi icinde. Hani benden baskasiyla birlikte olmasin beklentisi. 


Olmuyorum sevgilim, olmuyorum... Ruhum tamamen sana ait. Bu kadar seye ragmen ve hala... Bunu bugun bir kez daha anladim ve hissettim.

 

Tabi ki ne sen eski sensin, ne ben eski benim; her ne kadar benim hic degismedigimi soylemis olsan da, inan bana cok degistim. Yaslandim, kirlarim cikti saclarimda, biraz vucut yaptim, bir cok kizla yattim, genelde cogunu ertesi gun sutladim. Bana gonul verenler oldu, ben ise onlari kirmak pahasina hayatimdan uzaklastirdim. Bir gonule iki sevda sigar mi ? Sigmiyormus...


Hicbir zaman keske demeyen bir insan olmaya calistim. Ama bazen diyorum ki keske yeniden sevebilsem, keske yeniden asik olabilsem, keske ayni hisleri tekrar hissedebilsem. Ama uzun zamandir hic mumkun gozukmuyor bu. Sanirim ben butun duygularimi sende biraktim. Geri almaya takatim de yok, arzum da...


Insan ozluyor, ozlemek nasil bir duyguymus ki 23 ay 25 gundur gormedigin, hayatindan tamamen cikarmak istedigin, hayatini sikip atan birisini deli gibi ozluyormussun... 


Cok ozlemisim, keske gormeseydim...


Sevgiler, 

23 Nisan 2024 Salı

Gece Nobeti

"
daha az seviyorum seni!
giderek daha az.
unutur gibi seviyorum,
azala azala,
aramızdaki uzaklığın karanlığında.

geceler kısalıp, gündüzler uzuyor böyle olunca!
daha az seviyorum seni,
kendini iyileştiren bir yara gibi;
daha az
ve zamanla.

sen geceyi tutuyorsun, ben nöbetini,
uzak dağ kışlalarında.
görmüyoruz birbirimizi,
usul usul sis iniyor,
kopmuş yollara.
ışığı hafif, uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin.
bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda.
sevgilim sevgilim,
yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin,
nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da!

artık daha az seviyorum seni.
unutur gibi, ölür gibi daha az.
yeniden ödetiyorum kendime,
onca aşkın öğretemediğini.
kolay değildi,
yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben.
kaç acı birden imtihan etti beni?
bir tek gece vardır insanın hayatında,
ömür boyu sürer nöbeti.
bu da öyleydi,
iyi ol, sağ ol, uzak ol,
ama bir daha görme beni.
"

22 Şubat 2024 Perşembe

Soyle buldun mu ?

Aradigin aski soyle seklinde devam eden bir Ayten Alpman sarkisiyla yaptik bugun girisi. Aslinda sonrasinda dusundugumde cok da kafama takmadigim bir olgu, aradigi aski bulup bulmamasi ya da sarkida gecen diger cumleler, cunku artik emin oldugum bir sey var, ne yazik ki bulamayacak ya da yasanamayacak yeniden hicbir guzel sey. 



Daha ne kadar kotu olabilirim

 Bu kiza cok buyuk kotuluk yapiyorum. 


Gelecek planlamadigim, sevmedigim, arzulamadigim biriyle beraberim. Kendisi benimle birlikte oldugu icin cok mutlu. Beni cok seviyor. Bana cok deger veriyor. Ben de cok deger veriyorum. Degerli hissettiriyorum. Sanirim insanlarin evliliklerinden nefret etmesinin sebebi bu. 


Iste ben daha once bu duyguyu yani mutlu evlilik, ya da icinde sonsuza kadar olmak isteyecegim bir evlilik yasadigim icin, bu durumu cok net anliyorum. Bir daha olmayacak. Dogrusu nedir ? Cok uzulecegini bile bile bu iliskiyi bitirimek mi? Daha once denedim, yine kendi bencilligimden tekrar bir araya geldik. Bilmiyorum... Dogrusu nedir inan hic bilmiyorum... 


En azindan su anda degil, biraz daha zamani var... Oturup acik acik konusarak yapmaliyim bunu, kacar gibi degil. Oncelikle biraz ortamin sakinlemesi gerekli. Bir cok dertle ugrasiyor bu aralar, bir cok sorunla bas etmeye calisiyor. Bir de bu bombayi birakamam kucagina...


Bakalim....


Sevgiler,

Can

Duslerimden uyandim, kan ter icinde

Bazen hic istemesem de giriyorsun ruyalarima ve anlam veremedigim bir sekilde kabusa donusuyor her seferinde. 


Tedirginlik, caresizlik ve gucsuzluk icerisinde uyaniyorum sabaha. Pek uyanmak da denilemez aslinda. sicrayarak farkina varmak gercekligin biraz daha benimkisi. 


Bilinc altimdaki kendimi sana begendirme, kabul ettirme cabasindan kurtulmam gerekli sanirim. Halbuki ispatlayacagim hicbir sey yok dusundugumuzde. Neden her seferinde sanki ben, ben olmasaydim bu olanlar basimiza gelmezmis gibi hissediyorum ve beni degistirmeye calisiyorum bilmiyorum. Bilmedigim o kadar cok sey var ki. 


En cok da bilmek istedigim, sen de benim seni dusundugum kadar beni dusunuyor musun? Ya da benim seni ozledigim kadar sen de beni ozluyor musun? Kendimi o kadar sacma ve salakca seylerle avutuyorum ki, muhtemelen bunlarin hicbirisi dogru ya da gercek degil. Muhtemelen bu dusuncelerin hicbirisine sahip degilsin, ve hatta hicbiri umrunda bile degil. Olsun, benim kucuk dunyamda, senin pisman oldugunu, yaptiklarindan dolayi uzuldugunu ve bunun vicdan azabini cektigini dusunmek bir nebze olsun bana iyi geliyor. Ama seni unutmamin onundeki en buyuk engel de yine bu dusuncelerim. Senden bahsetmeye korkuyordum eskiden, ismini anmaktan, ne hissettigimi insanlara soylemekten. Sacma bir korku, sanki bir sekilde sen duyarsin da uzulursun diye, ya da gercegi kendime bile itiraf etmek istemiyordum aslinda. Sen de degildin buradaki gerekce, tamamen kendimle ve olanlarla yuzlesmekten kacma cabasi. Sunu farkettim, ne kadar hizli kosarsan kos, ne kadar saklanmaya calisirsan calis, insan yine de kendisinden kacamiyor. Radikal kararlar almak istiyorum ama onlari da yapamiyorum. Bombok bir durum yani senin anlayacagin. 


Bazen seninle gecirdigimiz gunleri, zamanlari, anlari dusunuyorum. Genellikle ilk basta hep guzel zamanlarimizi hatirliyorum. Bazen fotograflarimiza bakiyorum, ve mutluymusuz yaa diyorum gulumseyerek. Belki de degildik bilmiyorum, ya da sen degildin onu da bilmiyorum. Belki de yasadigimiz her sey yalandi. Insan bu kadar severken, bu kadar kolay gidememeli bence. Biz gittik... Sadece sen degil ben de gittim. Iste bu dusunce aklima dustugunde guzel hatiralar yerini yasadigimiz kotu anlara birakiyor. Ve kendimi bir anda rasyonel bir cikarim yapmaya calisirken buluyorum. Evet sunu yaptim, bu cok sacmaydi, keske yapmasaydim. Diyorum ve o anlari senin de dusundugun aklima geliyor. Ve hatta sadece bu tarz anlari dusundugunu dusunuyorum. Sacmalik... Sonucta 11 sene 4 ay 24 gun... Her gunu de kotu olamaz degil mi ? Bence guzel anlarimiz, kotu anlarimizdan daha fazla. Oyle olmali. Bir yalan yasadigimizi kabul edemiyorum. Cunku yasamadik. Her sey cok gercekti, cok guzeldi, cok bizdi. Bizdik yaa. Can'la Burcu'yduk... Biz... Uzun zaman olmustu gozlerimden bu yaslar akmayali. Su anda olmasi biraz manidar oldu sanki :) Arkada Sezen caliyor, sen aglama... 


Biz; ne kadar guzel bir cumle aslinda. Bir daha benim bu cumleyi kimse icin kuramayacak olmam gercegi cok mu aci yoksa cok mu yuce ? Cok fazla cevaba ihtiyacim var, ancak her yeni cevap yeni sorular da doguruyor. Hayatimda yasadiklarimdan dolayi keske dedigim an olmadi. Belki de olmustur ama cok nadirdir, opyle buyuk pismanliklar, keskeler hicbir zaman kacis yolum olmadi. Bir eylemi gerceklestirdiysem eger, sonuclarina katlanmak zorunda oldugum bilincinde hareket ettim. Eylemlerimin butun sorumlulugunu hep ustlendim. Ve yaptiklarimdan daima ders cikarmaya calistim. Ancak keske dedigim tek bir sey var. Hayir hayir seninle ilgili degil bu keskem. O eylemleri de yaptigim icin pisman degilim. Tek keskem su; 'keske her seyi bilseydim'. 


Mumkun mu ? Sanmiyorum...


Sevgiler, tabii oyle bir sey kaldiysa

Can

Uyumadan uyandim, yine ayni dunyaya

 Uzun zamandir konusamiyoruz. Nasilsin, keyfin yerindedir umarim ? 


O kadar cok degisiklik oldu ki rutin giden hayatimda ve aslinda o kadar da siradan gidiyor ki, bir karmasa icerisinde kanadi kirik bir kus gibi cirpiniyorum. Ve fakat batakliga dusmus bir kurbaga gibi cirpindikca daha dibe batiyorum. Nefes almak, hayatin nabzini tutmakla ilgili degil midir biraz da ? 


Ayriliklar, yeni baslangiclar, arkadasliklar, yeni kararlar, yeni aksiyonlar, gelisimler, ogrenilenler, pismanliklar, kayal kirikliklari, ozlemler, hatiralar, yasanilanlar, uzenler ve uzulenler, incitmek istemeyenler ve incinenler... 


Uzun zamandir icimde bir sikinti vardi, hayatimda beni rahatsiz eden durumlar, icinden cikamadigim bunalimlar, alisik olmadigim buhranlar ve olum istegi. Ciddi bir iliski icerisindeydim, halbuki hic hazir olmadigim, bunu istemedigim bir donemde. Yaklasik olarak bir yila yakin suren bir iliskiydi. Bana gercekten deger veren, beni cok seven, her turlu bana destek olmaya calisan, surekli yanimda olan ve bunu sozle degil eylemle de ortaya doken bir kisi. Daha onceki yazilarimda da bahsettigim. Bana huzur veren ve dinginlestiren. Ve fakat daha sonra dusundugumde, aslinda butun bunlarin bende pek de bir ehemmiyeti yokmus. Ayrica ustune ustluk, butun bu durumlar karsisinda bende ekstra bir baski ve minnet duygusu uyandiran bir hale burunmus. 


Bu donemde daha cok sikayet eden, isteklerini dile getiremeyen, sirf karsimdaki uzulmesin diye bazi seyleri sineye ceken, yalniz yasayan bir adamken bir anda evli bir adam gibi yasayan bir insana donusen bir duruma dustum. Her sey o kadar ani ve hizli gelisti ki, karsi refleks bile gosteremedim. Bir anda birlikte yasamaya baslamisiz gibi, butun duzenimin altust olmasi gibi, evimin anahtarinin alinmasi gibi benim aslinda onay vermedigim ya da onayimin sorulmadigi bazi gelismeler. Buradaki en buyuk hatam benim bu kadar sevilmemden dolayi bunlara net bir tepki koymamam sanirim. Cunku aleni sekilde rahatsiz oldugum durumlar vardi ve fakat ben bunlari acik bir sekilde dile getirmiyordum. Cunku baktigimizda hayatima bazi kolayliklar sagliyordu. Lili'nin yurutulmesi, yemek hazirlanmasi, temizlik yapilmasi, bazi alisverisler, esyalar, hediyeler vs. Bunlarin altinda ezilmemek icin ben de zaten olmayan maddi durumumu daha da zorlayarak, altta kalmamak icin bir seyler yapmaya calisiyordum. Kisacasi aslinda minnet duymamak icin yapilan hamleler ve bunlarin beni daha da etkilemesi.